Ani gidilen tatiller veya iş seyahatleri çoğu zaman detaylı plan yapılamayan ve gittiğiniz yerden keyif alamadan dönmenize sebep olabilen tatillerden sayılır. Zaten kısa süreli tatilleri çoğu insan da sevmez fakat ‘’1 günlüğüne buradayım ama boş da geçirmek istemiyorum’’ diyenler, yolunuz Londra’ya düşerse, alın size 1 günde Londra’ya ışık tutacak gezi listemiz.
Trafalgar Square (Trafalgar Meydanı)
Trafalgar şehrin en ünlü meydanı ve çok sayıda görkemli yapıyla çevrili. Şehrin en büyük meydanlarından hatta eski zamanlardan beri burası bir buluşma noktasıymış ki genci yaşlısı herkesin bir anısı var. Meydanın ortasında kocaman bir anıt var ve Amiral Nelson için yapılan bir saygı anıtı olma özelliğini taşıyor. Meydanın bilinen adı Charing Cross, o nedenle yanlış yere geldim galiba diye paniklemeye hiç gerek yok. Burada boş boş meydanda dolanmaya gelmediniz, bambaşka bir yapı olan 2300 adetten fazla eseri bulunan ulusal galeriyi gezmeye geldiniz. Basit bir galeri kesinlikle değil çünkü Leonardo da Vinci ve Van Gogh gibi dünyaca ünlü ressamların eserleri sergileniyor. Sanatseverlerin bayılacağı bu sergiyi 1 saatte gezip meydanın tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. Aynı zamanda şehir kutlamaları yapılan bu meydanda kim bilir belki de bir kutlamaya bile denk gelebilirsiniz.
Buckingham Palace (Kraliyet Sarayı)
İngiliz Kraliyet ailesinin hala bir bölümünü kullandığı bu görkemli sarayda yaklaşık 600 oda bulunuyor. Bahçesi öyle kelimelerle de anlatılacak cinsten değil. Mutlaka oraya gitmeli, o havayı solumalı ve kendi gözlerinizle görmelisiniz her bir detayı. Saray içerisinde kraliyet koleksiyonlarının sergilendiği bir bölümde var. Hemen saray önünde bir anıt var, bu 1911 yılında Kraliçe Victoria için yapılan ve gelenleri büyüleyen bir yapı. Burada nöbet tutan askerler, değişim saatlerini özel bir tören eşliğinde gerçekleştiriyor. İşte o an kaçırılmaması gereken bir an çünkü tam da o saniyede etrafın birden dolduğuna şahit olacaksınız.
Marble Arch (Mermer Kemer)
Kraliyet Sarayı’nı gezdikten sonra rotanızı Hyde Park’a çevirmelisiniz. İşte buraya ulaşmak için altından geçeceğiniz devasa kemerin adı Marble Arch. 1827 yılında yapılan bu kemer, önce Buckingham Sarayı’nın kapısı olarak inşa ediliyor fakat daha sonraları bu alana büyük bir özenle taşınmış ve şu anda Hyde Park’ın kuzey giriş kapısı olarak kullanılıyor. Kısa seyahatinizde ne kadar değerli yapı görebilirseniz o kadar kardır diyerek mutlaka bu kapıdan giriş yapın ve 191 yıllık bu tarihi kemerin fotoğrafını çekmeyi unutmayın.
Hyde Park
Sabahın ilk ışıkları ile birlikte girilebilen parkın kapanış saati gece 00.00 oluyor. Ücretsiz giriş yapılan park alanı sabah 05.00’ten gece yarısına kadar hep tıklım tıklım. Özellikle yürüyüş severlerin ilk uğradığı yer olan park alanında bisiklet kullanmak, göl tarafında piknik yapmak da serbest. Birçok film çekimi için de kullanılan alanda çok şık restoranlar da var. Dilerseniz akşam yemeği ve sonrasında bir yürüyüş için ideal olabilecek bu park alanı İngiltere’nin 8 kraliyet parkından sadece bir tanesi.
Science Museum (Bilim Müzesi)
Londra’da fazlası ile müze var ve bazıları ücretsiz ziyaret edilebiliyor. Onlardan biri olan bilim müzesi her gün 10.00-18.00 arasında hizmet veriyor. İnsanın öğrenirken eğleneceği, stres atabileceği değişik bir ortam sunan müzede pek çok dokunmatik ekran bulunuyor. İnsanların burada oyun oynamak için sıraya girdiği durumları bile gözleyebilirsiniz. Bunun yanı sıra müzede Sanayi Devrimi ile üretilmeye başlanılan icatlarından tutun da eski dönemlerde doktorların nasıl ameliyat yaptıklarını mankenli şovlar ile gösteren bölümler bile mevcut.
National History Museum
Science Museum’a yakın bir konumda bulunan bu müzede Botanik, Zooloji, Paleontoloji, Entomoloji ve Mineraloji hakkında tam 70 milyon ürün var. İçerisinde bulunan kütüphaneye girmek için randevu gerekiyor fakat müze başlı başına yaşayan bir ansiklopedi gibi. İçeride dinozor örneklerinden balina örneklerine kadar o kadar çok fosil var ki insan hangisini inceleyecek şaşıyor.